Ingilizcede buna DIY (do it yourself) denir, Turkce bulamazsan Ingilizce ara. Bilmiyorsan icinde konusma olmayanlari da var.

Göt nasıl temizlenir e DIY falan denmez. Life hack videoları bile soruya DIY dan daha yakın ve hayatı kolaylaştırıcı sayılabilir. DIY sadece kendi tarzınla kendi ürettiğin şeyler için kullanılabilecek bir şey.
Uzman tv de sorduğun bir çok şeye yanıt var.

Söylenilen şeyin DIY ile uzaktan yakından alakası yok amk.

DIY mı? adam göt nası yıkanır demiş la, yeni göt nasıl yapılır dememiş amk sdaufhsd

Kalin etleri en iyi degerlendirmenin iki yolu var kanimca, reverse sear ve sous vide. Ikisini de denedim, reverse sear biraz daha pratik geliyor sous vide makinam olmadigi icin. Fakat sonuc olarak sous vide belki bir tik onde olabilir. Her ikisi icin de termometre sart. Ben sous vide'i bir buz kutusunda istedigim dereceyi tutturana kadar sicak soguk karistirarak yaptim. Buz kutusunda oldugu icin sicaklik cok dusmuyor. Eti koyduktan sonda cok az sicak su eklemistim ve 1 saat sonra 1 derece dusmemisti bile. Istenilen pisime ulastiktan sonra da cok sicak dokum tavada muhurleyip gomebilirsiniz.

youtu.be

aynen bu videodaki gibi yapıyorum ben. çevreden de fena yorumlar gelmiyor.

üst üste konmuş 2 parmak büyüklüğünde bonfile alıyorum genelde. 1 adeti 150-250 gr arası değişiyor.

1 gece dolapta bol zeytinyağ,karabirer az sarımsak ve 1-2 tatlı kaşığı asidik sıvı içerisinde tutuyorum(soya sosu şarap vs)

etleri pişirmeden 1 saat kadar önce dolaptan çıkarıyorum bişirmeden önce tekrar karabiber hafif bir tuz serpip 10+ dk kadar yüksek ateşte ısıttığım döküm tavaya koyuyorum.

buradan sonrası aslında damak zevki 100-140 sn arasında tek tarafı ellemeden tutuyorum daha sonrasında arkasını yine bir o kadar tavanın sıcak tarafına koyacak şekilde bırakıyorum.(genelde etin kalınlığına bağlı olmakla beraber 110 sn yeterli oluyor)

piştikten sonra tahta bir zemine koyup 1-2 dk arası eti bekletiyorum sonrasında afiet olsun.

Baş parmağın kalınlığında iki dilim bonfile alıyorsun, tuz karabiber ve zeytinyağı ile etlere güzelce masaj yapıp oda sıcaklığına gelene kadar dinlendiriyorsun, tavayı iyice kızdırıp etleri üstüne bırakıyorsun, tam 60 saniye sonra öbür yüzünü çevirip daha önceden hafifçe ezdiğin 3-4 diş sarımsağı, taze biberiyeyi ve yarım kaşık tereyağını tavaya ekliyorsun, o yüzünü de 60 dakika pişirdikten sonra çevirip 30'ar saniye daha birer yüzünü pişiriyorsun, her bir yüzü 60+30=90 saniye pişmiş olacak, sonra tavadan alıp 10 dakika dinlendiriyorsun, (çünkü dinlenirken de pişiyor) sonra dilimleyip tık tık ekmeksiz götürüyorsun.

Bonfileden başka et alma. Çok fark ediyor. İstanbul'daysan nereden alacağını söyleyeyim. Kilosu 68 lira, iki dilimi 13 lira tutuyor. :)

adamsınız timsahlar adam!!! akşam gelin birlikte yiyek !

iyi pissin istiyorsan tavad muhurledikten sonar kisa sure firinda pisirmeye devam edebilirsin.

Allah Hazreti İbrahim'e oğlunu kurban etmesini söyledi ve olaylar gelişti...

Bayram tatili 10 gün oldu ya ondandır.

Acaba bayram yaklaşıyor olabilir mi?

Yukarıdaki soru hiç aklınıza gelmedi mi?

Yeni mezunum, bayramla tatille falan hiç alakam yok aklıma da gelmedi. Bayramda kim Budapeşte'ye gidiyormuş bu kadar hayret ettim valla.

Bakın 80 milyonluk üllenin tamamı budapeşteye gitse fiyatlar yine sabit kalır. İnsanlar bir yerlere gidiyor diye fiyat artmaz. Tatil dönemlerinde afganistan bilet fiyatları bile yükselir. İnsanlar gittiği için değil, gitme ihtimalleri olduğu için daha yüksek kar elde etmek adına yapılıyor bu.

Yani Trinidad Tobago'ya 10 senedir kimse gitmiyor olsa bile bayram dönemi fiyat artar. Tabi kimse gitmiyorsa hat direk kalkar bu çok uçuk oldu, ama budepeşteye gittiğinizde konya gibi her yerde türk olmayacak muhtemelen.

Yeni mezun olduğunuz için tecrübesiz olmanız normal bu arada, o yüzden asari ücretle alacağız sizi, sonra düşüne düşüne artar maaş

Tears of devil, bu asabiyet ne abi? Hayırdır?

git gel 500 tl budapeşte bulunduysa fena değil. 120 euro gibi bir şey yapar. euro 4.20 oldu yani fiyatların bu seviyelerde seyretmesi normal yine promosyon bilettir muhtemelen. eskiden 99 Euro thy falan yaptı mı, euro 2.5 iken 250 tl'ye git gel oluyordu. fiyatlamalar genelde euro ya da dolar üzerinden yapılır havacılıkta

bilet fiyatları önçeden aldıgınız zaman uçuz yani şimdiden eylül ayına bilet alırsanız uçuz. ama on beş eylüldeki bileti on üç eylülde almaya çalışırsanız o da size uçmuş geleçek. soruyu dogru anladıysam...

Fusha asabiyet yok ya. yani kibarca "bakın" ile söze başlayınca asabi oluyorsak bilmiyorum :( ama ben asabi değilim.

Ağustos sonu için kurduğun mantık tamamen hatalı.AYnı ay içinde fiyatlar yaklaştıkça azalmaz

www.columbia.com.tr
bunu tavsiye ederim çok kullanışlı uzun zamandır kullanıyorum memnunum

SPX'lere bakin.

samsonite'a bakın. hem şık hem spor hem de gayet rahat sırt çantaları bulabilirsiniz.

herschel little america daypack. veya aliexpress'te harika çantalar var samsonite kalitesinde diyolla.

alkol sağlık
işkembe çorbası kokusu kötü
domuz haram + kokusu iğrenç
şalgam hiç sevemedim
yengeç ıstakoz kalamar karides vb deniz ürünleri görüntüleri iğrenç.

enteresan anketmiş, işte cevaplarım!

ekmek: gerek yok.
pilav: gerek yok.
küp şeker: gerek yok.
tatlı/gazlı içecekler: gerek yok.
piliç/balık köfte salam jambon vb: daha sağlıksız bir alternatif olarak aklıma ayakkabı yalamak filan geliyor, dolayısıyla hayır dostum.
kuşüzümlü yemek: bunu icat edenler kafayı yemiş bence, tiksiniyorum.
pirinçli sebze yemeği: tiksiniyorum.
çok pişmiş herhangi bir yemek: kusucam.

şeker ve şekerli tüm ambalajlı gıdalar - sağlıksız
mısır - gdo suzu yok
kola - sağlıksız
meyve suyu, soğuk çay, meşrubatların alayı - şekerli ya da tatlandırıcılı

bamya, pırasa, ıspanak(bu son ikisini börekte araya kaynatıp yediriyo annem ama normalde yemem), lahana, taze fasulye, karnabahar ve aklıma gelmeyen daha birçok sebze ve otu (cibez, şevketibostan, ebegümeci vs. ne kadar gereksiz ege otu varsa) yemiyorum çünkü sevmem tatlarını iğrenç geliyo bana.

karpuz/kavun yemem. en son 4 5 yaşında annemin hadi bi dene falan demesiyle yemişimdir herhalde, ki o zaman yediğimde de damağımda böyle pütürlü his bırakmıştı alerjim bile olabilir hiç bilmediğim. yememe nedenim de karpuzun beni aşırı irite etmesi. böyle yapış yapış sulu şekerli olması falan insanların yerken ağzının burnunun karpuz olması aşırı tiksindiriyo beni, kavunu da tadını sevmediğim için yemiyorum.

kola çok çok nadir tüketirim hani dışarda topluca yemek yenirken bazen kola söylemek avantajlı olur başka içecekte kampanya olmaz falan o zaman içerim yoksa içmem.

kesin başka bi şeyler de vardır da aklıma gelmedi, çok yemek seçen biriyim. ha mesela kokoreç ve ciğer dışında sakatat yemem, bu kemik iliğini falan emiyolar bazen ondan tiksinirim. kelle paça da yemem gerçi o sakatat mı değil mi tam bilmiyorum bile.

taze biber; tadı saman gibi hoşuma gitmiyor.
geri kalan ne varsa kabulüm.

Kola/gazlı içecekler/meyve suları/ice tea vs - şeker/sağlık
bitter çikolata harici çikolata - şeker/sağlık
şekerleme/bisküvi vs - şeker/sağlık

garip dokulu şeyler (chia pudding, noktalı vs şeyler) - trypophobia

meyve+ yemek karışımı şeyler (kuru erikli et falan) - çünkü deli değilim

jelibon, marshmallow vb. tiksindiriyor kıvamı yüzünden, zaten sağlıksız.
Gazlı-gazsız şekerli-tatlandırıcılı içecekleri tüketmem, ekstra şekere hiçbirimizin ihtiyacı yok. Sade soda varsa içerim.
Ketçap mayonez vb. yemem, yağlı ve çok kimyasal. Ama acı sostan vazgeçemiyorum.
Naneli-meyveli-kahveli vs. şekerleri almam, ikram edilse yemem.
Yağlı etleri yemem, yağsızını da pek yediğim söylenemez. Deri görürsem kusarım. Sakatat yazarken ellerim titriyor, ağzıma sürmem.
Sigara-alkol kullanmam, zararını açıklamama gerek yok.

ayda veya 2 ayda 1 cips yerim, sağlıksız ama bazen çekiyor canım.
Genel olarak ambalajlı gıda tüketmemeye çalışıyorum.

Evde liyakat kalmamis'ten alıyorum:

ekmek: gerek yok.
pilav: gerek yok.
küp şeker: gerek yok.
tatlı/gazlı içecekler: gerek yok.
piliç/balık köfte salam jambon vb: daha sağlıksız bir alternatif olarak aklıma ayakkabı yalamak filan geliyor, dolayısıyla hayır dostum.

Bunlara ek olarak patates.

Her türlü abur cubur (zor oldu ama başardım, tüketmiyorum uzun süredir) - sağlık
Her türlü sakatat - tiksinmek
Tavuk but ve kanat - tiksinmek
Kırmızı etin yağ dokuları - tiksinmek
Tüm biber çeşitleri - tiksinmek

şu duyuruya bakınca kimsenin yediği ortak bişey yok
bi gün zirve olursa sadece çekirdek çitlenebilecek

insanların sağlıksız diye yemedikleri her şeyi yiyorum görünüşe göre ilk ben öleceğim.

ilk cevabıma ek olarak haşlanmış yumurta ve kaymak da yemiyorum alerji yapıyor.

@basond kimse makarna dememiş, bence makarna yenilebilir ^^

ekleme yapıyorum: süt, gaz yapıyo :D

ciğer. kokusu, tadı, çiğnerken ağzımda yarattığı his... her şeyiyle korkunç.

çocukken yiyip kusmuştum. Bir daha da yemedim, ölsem de yemem. bulunduğu masadan da alelacele karnımı doyurup kalkarım.

not: edirne tava ciğeri çok daha başka bir şey, onu yiyebilmiştim (edirne'de). ama üç beş taneden sonra tadı normal ciğere dönmüştü benim için.

Etik nedenlerle hiçbir hayvansal gıdayı tüketmiyorum. Bamya ve pırasa yemem için açlıktan ölüyor olmam lazım. Tatları berbat. Bunlar dışında asla yemem veya içmem diyebileceğim bir şey yok.

sağlık kaygısıyla glisemik indeksi yüksek çoğu şeyden ve hazır/rafine gıdalardan uzak duruyorum. zaten belli bir süre sonra gerçekten tatları berbat geliyor.
bakla dışında istisnasız tüm sebzeleri yerim.

her türlü meyve - içlerinde tahta (çekirdek) var diye yemiyorum. yediğim görülmemiştir.
zehtin - aynı şekilde çekirdekli olduğundan dolayı
enginar - te allam... yenicek şey değil kuran çarpsın.
beyin - zerre haz etmem. hatta kelle paça'nın içinde varsa içmem, söverim.
biber - acı eşiğim (yiyecek anlamında) çok düşük olduğu için tüketmiyorum.
dondurma - hem sağlık açısından hem de mevsim gözetmeksizin boğazlarımı anında şişirdiği için.
cips - bilmiyorum. çekici gelmiyor.
dalak - sebebi yok

benden bu kadar. bu liste dışında ne gelse yerim.

Kola- şeker
Çikolata ve türevleri- şeker
Her türlü ekmek- boş kalori neden tüketeyim
Pilav- kan şekerini hızlı yükseltiyor, besleyici değil
Makarna- aynı
Cips- midem kaldırmıyor sade bile olsa
Tuz- domates hariç her türlü gıdanın tadını bozduğunu düşünüyorum
Sakatat- kokusu hoşuma gitmiyor yemeyi düşüneniyorum
Sebzelerden sadece kereviz yemem kokusuna alışamadım bir türlü
Meyvelerden de muz ve çilek yiyebiliyorum diğerleri lezzetsiz geliyor

Kola: 15 yıldır içmiyorum.
Diğer asitli ve asitsiz olmak üzere hazır içecekler: çok mecbur kalırsam ayda yılda bir bardak onun haricinde içmem. Sağlık için.
Ekmek: Diyet için bıraktım yıllardır yemiyorum.
Bamya: İğreniyorum.
Meyve kremalı tatlılar: iğreniyorum.

karpuz alerji
ananas alerji
salam sucuk sosis sağlık
sakatat sağlık/tiksinmek
ekmek ihtiyaç duymuyorum

Sebze, et, balik, meyve ve bazi kuruyemisler disinda hicbir sey yemiyorum. Resmen pastaya, çöreğe hasret kaldim. Yillardir boyle. Sporcu gibi antrenman yapiyorum, oyle besleniyorum (._.)

Çay: Nefret ediyorum.
Mayonez: Sevmem.
Sakatat: Hepsi iğrenç, kokusuna dahi dayanamam.
Bezelye: Bunun da kokusuna bile tahammülüm yok. Bi yemeğin içinde olduğunda (misal tas kebabı falan) o yemeği yemem.
Acı: Yiyemiyorum, direncim yok. Ayrıca manasız geliyor acılı yemek.
Pişmiş havuç ve biber: Sevmiyorum.
Menemen: Kusmuğa benziyor.
Gazlı içecek, meşrubat: Ayda yılda bir canım çekerse içerim. Onun dışında aramam,sevmiyorum.
Tatlı, dondurma, çikolata vs.: Bunlar da ayda yılda bir canımın nadiren sapıtıp çektiği şeyler. Tatlıyı sevmiyorum genel olarak.
Sütlaç, muhallebi: Bunlar da tatlı başlığı altında aslında ama artı bir parantez açmak istiyorum. İkisi de bebek kusmuğuna benziyor. Annem de anasını satayım evde en çok bundan yapardı ve sürekli ye diye zorlardı. Resmen bebeklikten şu güne kadar travmam oldu sütlaç. Ağzıma sürmem.
Reçel, bal, pekmez, nutella vs.: Sevmiyorum.
Kaşar: Peynire hakaret resmen, ağzıma sürmem.
Siyah etli balıklar: Tatları acı geliyor.
Bamya: Sümük gibi, tüylü tüylü bi de.
Kayısı ve şeftali: Tüylü deyince aklıma geldi. Bu iki meyveyi çok sevmeme rağmen tüylerinden dolayı yiyemiyorum. Bir nevi tik gibi. Soyan olursa yerim ama.

bamya yemem sümüklü pisnik şey.

Haslanmis yumurta - tiksiniyorum. Daha dogrusu yumurtanin sarisi katilasti mi tiksiniyorum.

Nutella - millet bayiliyo da bence cok gereksiz

kola, gazoz.vs - sağlık
şeker - sağlık
pişmiş yeşillikler - sebze bence pişmemeli zeytinyağlı meze falan gömerim.

Ciğer işkembe kelle ve diğer sakatatlar

Mantar bunlar damak tadima uymuo

Eskiden bikaç kere dilli Kaşarlı sandwich yerdim dile benzedigi için dil dediklerini saniodum hani dil peyniri gibi meğersem hayvanın diliylmış boggg

Tavuk yemiyor alerjim var

Millet kola asitli içecek yazmış ben hergün 1 lt en assağı tuketirdim urologum kesin içme dedi onu hayatımdan çıkardım şekeri de tuketiorm ve sekerli içecekleri de

Biber, bamya, bakla, pırasa => Küçüklüğümden beri tadını sevemedim bunların, yemiyorum. Diğer her sebzeyi, bakliyatı yerim.
İşkembe, kelle, paça, vb => Görüntüsü, kokusu güzel gelmiyor.
Meyve suyu => Eskiden günde 1-1,5 litre içtiğim oluyordu, şimdi bıraktım. Arada limonata yapar, bir bardak içerim. Kola ve fantayı da çok içiyordum eskiden, artık arada sırada içiyorum. Dolapta devamlı açık meyve suyu, ice tea, kola, fanta ve gazozun olduğu bir dönemden geçtik, sonra ailecek azalttık, dediğim gibi meyve suyunu hiç içmiyorum örneğin :)

pırasa leşşşşşşş kokuyor.
tavuk antibiyotik.
midye civa yuvası.

Kokoreç disinda sakatat yemem. Onu da cok nadir. Sanırım bamya pırasa, sakatat ve koyun eti/sütü/peyniri disinda yemedigim icmedigim sey yok.

Ben yemek seçmem her şeyi yerim. Sakatat demişler ama ciger, kokorec bunlar nefis bence. Patates salatasini pek sevmem ama sicak cayla ekmek arasi yapinca severim.

kola, gazoz : şeker ve asit sonuçta
alkol : sevmiyorum + sağlıksız
kırmızı et ve türevleri : denedim olmuyor
balık : kırmızı etle aynı sebep

Yeşil biber ve kavrulmamış sarımsak midemi bozuyor.
Meyve parçaçıklı yoğurt/dondurma gibi şeyleri yiyemiyorum ağzımda büyüyor kusmak istiyorum.
Bamya karnabahar brokoli mecbur değilsem yemem.
Patlıcanı sadece közlenmişse yiyebilirim hatta taparım.
Annemin yaptığı yemekleri de genellikle yemem kendi yemeğimi kendim yaparım.
Alerjim olan gıda yok/bilmiyorum.

Bunların dışında diyette olduğum için yasaklar şöyle;
Kızartmalar
Et suları
Katı yağlar
Hazır gıdalar
Abur cubur
Hamur işleri
Gazlı içecekler
Kutu meyve suları
Hazır çorbalar
Salamura gıdalar
Turşu
Sakatatlar ve şarküteri ürünleri
Yağlı ve kremalı gıdalar, mayonez vs.
Fazla alkol, tuz, kafein.

Ekmek makarna meyve her zaman değil, ölçülü şekilde.
Ömür boyu böyle besleneceğim, arz ederim.

sağlık :kola, ice tea, hazır meyve suyu filan içmem, hazır gıda sınırlıdır.ketçap hiç kullanmam. mayonez bazen.
pizza, sosis, salam tüketmiyorum, midye de korkumdan yemiyorum.
çaya kahveye şeker atmam, bisküvi, çikolata cips filan çok sınırlı, hindistan cevizi krokan ve sarı lebelebiyi sevmiyorum fark ettiysem yemem. krem şantiden çok hazzetmem. ekmeği normal ekmek olarak yemem ama simit, börek, pide filan yiyorum.
genel olarak dışarıda yediğim şeyler tuzlu geliyor -evde yemeğe tuz atmadığım için-
ama "aaay asla yemem, ağzıma sürmem"lik hiç bir şey yok, açsam yerim :)

Tavuk. Degil tüketmek, yanına bile yaklasmam. Sebebi ise feci sekilde tiksinmem. Son 2 yildir boyle. Tadi, goruntusu ve en onemlisi o lanet kokusu beni igrendiriyor. En cok igrendigim kismi da but. Zaten asiri sagliksiz bir sey.

Salam. Bunu da igrenc buluyorum ama tavuk kadar igrenc degil.

Domuz. Kokusu hayata kusturdu beni.

Yengec ıstakoz vs. Goruntuleri igrendiriyor. Tadi istedigi kadar guzel, o goruntudeki bir seyi yemem.

Bezelye. Nefret ederim. Issiz bir adada sadece bezelye ile kalsam ve acliktan olecek duruma gelsem yemeden once yine de bir dusunurum "ulan acaba yemesem acliktan olsem mi?" diye.

McDonald's, burger King vs menuleri. Hepsi midemi bulandiriyor

Palamut baligi. Lezzetsiz ve agir geliyor.

Turk kahvesi. Sevemedim gitti. Aslinda hemen hemen hicbir kahve turunu sevmiyorum.

Salcali bulgur pilavi. Sade (salcasiz ve sari renkte olan hali) bukgur pilavini yerim ama salcalidan nefret ederim.

Pirasa yemegi. Sevmiyorum

Enginar. Sevmiyorum.

Elma. Hayatimjn hicbir döneminde sevmedim. Eksi elmayi yiyebilirim ama o da midemi yakiyor, o yuzden hic elma yemiyorum.

Patlican. Kozlemesi haric hicbir formunu sevmiyorum patlicanin.

Bamya, taze fasulye, turlu vs. sulu yemeklerin hemen hemen hepsi. Cunku sevmiyorum.

Pogaca. O kadar agir ki kamyon yemis gibi tikaniyorum. Ayrica midemi yakiyor tabii ki.

Tarhana, brokoli corbasi, gulas corbasi ve iskembe-kelle paca haric tum corbalar.

Sut. Cunku sindiremiyor midem. Laktozsuz alio icebilirim ama gerek yok cunku aradigim bir sey degil sut. Farkında olmadan bol sutlu bir sey tuketirsem mide allak bullak oluyor.

Cikolata. Sevmem pek. Bayiyor beni cikolata. Hele yaz sıcağının ortasında cikolatali dondurma yiyorlar, allahim allahim..

Recel. Yiyemiyorum, asiri tatli geliyor.

Raki. Kokusunu da tadini da sevmiyorum.

Daha cok sey var da aklaima gelmiyor hepsi simdi. Aslinda bastan sadece yediklerimi yazsam cok daha kolay olacakti.

Kola, fanta, gazoz gibi şeyler
Neskafe (granül kahve yani)
Kelle paça işkembe
Pırasa (malesef sevemiyorum)

asitli içeceklerin hiçbiri, ice tea, meyve suları- sağlıksız ve onları tüketince inanılmaz rahatsız oluyorum. en son ne zaman içtim bilmem.

abur cubur vs asla

tavuk pek sevmem az tüketirim ya da tüketmem

Dörtten fazla bacağı olan cisimleri yemiyorum çünkü kültürel nedenler falan (kalamar istisna)

Koç yumurtası vb yemiyorum çünkü o ne birader öyle yaaa.. Beyin ve kelledeki göz falan da acaib hissettiriyor.

Çikolata-kakao ile karıştırılan meyveler, vişneli brovni mesela, portakallı çikolata, çikolatalı yaş pastadaki kiraz vs, icat edenin allah belasını versin, sindiremiyorum.

Sarı leblebi de zorluk seviyesi yüksek bir kuruyemiş. Yerken sıkılıyorum.

Domates agzima aldigim an direk kusma refleksi geliyor.
Kola, gazoz gibi gazli icecekler.
Kokorec yemem, sevmiyorum.
Maydonoz, tadini sevmiyorum, herhangi bir yemegin icinde maydonoz oldugu zaman adeta maydonozun aromasindan yemegin tadini alamiyorum.

alibeyköyde var bi tane, 7de filan gitmiştim. tamer mert diye aratabilirsiniz.

levent'te medidentist diş kliniği var. ben hep 6'da gidiyordum, benden sonra bile hasta geliyordu. çok memnun kalmıştım.

Fındıkzade tarafında konuralp diş sağlığı merkezi var. ben acayip memnunum.

kağıthanede inci diş kliniği var 20:00'de gitmiştim randevu alıp.

Irkcilik bence. Neden almadigini sor. Sonra turksun filan derse polisi cagir o anda.

irlanda ırkçılığın en baba yaşandığı ülkelerdendir dünyada.

bu avrupada her yerde basina gelebilir. avrupalilar genelde irkcilardir zaten.

Biz kendimizi beğenmiyoruz, adamlar beğenir mi. Kim bilir kaç tane türk pasaportluyu içeri aldıktan sonra ne olaylar yaşadı .

Özet adam haklı

gizli kamerayla gidin, elemanlari biraz konusturun. ters yapmayin sadece. onlar ters irkci bir seyler soylerse hem youtube'a yuklersin hem polise gidersin.

ırkçılık değil genelleme ve savunma mekanizması diyelim.

genelleme yapmayın yahu. irlanda'da bulunmadım sonuçta, sallamak istemem ama bulunduğum yerlerle alakalı da kimisi insanlarının çok ırkçı olduğunu söyler, başkası farklı konuşur. bu tip konular direkt kişinin yaşadığı deneyimle alakalı ve kişiden kişiye değişebiliyor. kulüplerdeyse içeri alınma konusunda çok fazla değişken mevcut, net olarak sen türksün diye alınmadığını söyleyemeyiz. şayet daha sıradan bir ortam olsaydı, evet ırkçılık diyebilirdik tabii ki.

biz ingiltere'de kızlı erkekli bir gece klubüne gitmiştik.
yunanlı arkadaş sigara içmeye çıktı, dönüşte almadılar senin tipin uyuşturucu satıcısına benziyor demişler. sdfdsf.
aldılaramadık da geri çıktık çaresiz. herif hala kavga etme peşindeydi kapıda :D

işte tipine göre muamele yapıyorlar da kesin bişiler olmuştur daha önce oralarda sıkıntılı

şahika encümen var, motivasyon konuşmaları gayet başarılı.

Şerif İzgören
Ali Sabancı
Acun Ilıcalı

Bu konuda ilk üçüm.

kürşat tuncel
www.kursattuncel.com

(bkz: toprak sergen)

Mesut Sure ve Ilker Gumusoluk Sirkette Stand-up diye birseyler yapiyorlar. Youtube dan gorebilirsiniz.

Hatta- www.youtube.com

Ben de Ali İhsan Varol derim, daha önce birkaç organizasyonda gördüm, Kelime Oyunu formatını şirket terminolojisine uyarlıyor ve şirket çalışanları ile sahnede mini bir yarışma düzenliyor, çok güzeldi gördüğüm örnekler.

@fin: mesut geçen sene bizleydi zaten :)

Sanem Oktar

tam emin değilim doğru anlayıp anlamadığımdan, yıllardır delik kulaklarım o yüzden pek hatırlamıyorum da ama sanki bende de vardı öyle bir şeyler ilk deldirdiğim zamanlar.

@proletarier aller lander vereinigt euch, oraya dokunduğumda bir kabarıklık var, kist gibi sanki.

tamam doğru anlamışım evet normal bir şey.

edit: sivilce değil o. sıkmaya kalkma yara yapıp iltihap kapmasına sebep olabilirsin.

Sivilce.Sıkabilirsin sorun deil ilk zamanlarda olur. Gümüş kullanmaya dikkat edin

Sivilce değil ya bence o. Benim kulak memelerine 4 delik var. Sadece birinde yok. O birinde bir iki aydır gece gündüz küpe takılı belki ondandır.

Beze oluyor ya... bende de vardı geçti yıllar sonra. Hatta kulağımdaki delik 1 sene sonra kapandı bu beze 5 yıl falan sonra geçti

İçmeyin lütfen. Sigara içen insanlar çok kötü kokuyor, dost acı söyler.

2 ay sigarasızlığa dayanabilseydim, bir tane bile sürmezdim ağzıma bi daha. Ben 2 saat bile dayanamıyorum, ve aslında sigaraya karşı ne kadar zayıf olduğumu düşünüp üzülüyorum.
En zorunu atlatmışsınız, fiziksel olarak nikotin ihtiyacında dayanmışsınız, şu anki isteğiniz tamamen psikolojik. Öyle bir kodlamışız ki beynimize sigara bütün stresimi alacak diye, resmen esir olmuşuz. Halbuki öyle bir şey yok. 2 paket içiyorum hala stresliyim.
Sigaranın yerine koyacak başka bir şey bulun, aklınızı meşgul edin, ama sigaraya geri dönmeyin. Dönmeyin ki benim de bir gün bırakacağıma dair umudum olsun.

Ara ara vurur öyle o. Kararlı olursanız, bir kaç güne geçer 3 ay sonra gelir. Atlatırsanız 4 ay sonra gibi araları uzar.

İradeli olun, içmeyin.


.

@sopiro - evet şu an çok daha farkındayım
@bir nick var benden iceri - defalarca bırakıp başladım. bir sene bırakıp tekrar başlamışlığım da var. ama her sonraki deneme çok çok daha zor oluyor. şimdi başlarsam mezarda bırakırım herhalde.
@kartallar yüksek uçar - sana inanmak istiyorum. inanacağım da.
@zgrydn - evet bunları da sık sık hatırlamaya çalışacağım.
@pastörizesüt - sigarayı bırakma sebeplerimin başında bu geliyor zaten. tüberküloz geçmişim var. sigara içince çok kısa sürede sırtta ağrılar başlıyor, damarlarda acıyı hissediyorum. bu duyuruyu açmamdaki esas neden de bu. tüm olumsuz yönlerini bir başlık altında toplayıp destek görmek. hepiniz sağolun var olun.
@112 hayat kurtarır - işin komiği düzenli bisiklet kullanan bir adamım. sanırım tempoyu daha çok artırmalıyım ama istanbul'da tempo yapabilecek güzergah yok gibi.

bir daha başlarsan iki merdiven tırmanınca nefes nefese kalacaksın. nefesin, derin, üzerin hep leş gibi sigara kokacak. üzerinde bir de maddi külfet. ne gerek var?

Bu kadar bırakmak istersen başlarsanız kendinize yazık edersiniz. Yapmayın etmeyin her gün kanser vakalarıyla karşılaşıyorum çoğu sigara içiyor. Aman herkes ölcek nasılsa diyenlerdenseniz ölmeyip koah olmak da var hayat boyu yarım litrelik su şişesi hacminde havayla yaşamak zorunda kalabilirsiniz sık sık nefes darlığı çekersiniz düzgünce yatıp uyuyamazsınız bile çok korkunç.

Kendinizi hemen bir uğraşa verin. Bende bırakalı 4 ay oldu. Yeni yeni isteğim azaldı. 6 ay dayanacaksınız biraz. Alışverişe çıkın, bir yeri gezin, birini arayıp telefonda koyu bi muhabbete girin ki aklınızdan çıksın.

Sen bisikletçi değil miydin? Sigara içen sporcuları ciddiye almıyorum ben. Bir gülme geliyor. İmajını korumak için içme.

elektronik al, ben de bırakamıyordum şimdi elektronikle taklıyorum 4-5 aydır, umarım bunu da bırakıcam bi süre sonra

İçme lan!!!

İçme. Gereksiz para.

www.sahibinden.com


tüm trde 11 adet araç var.

Abi herif 2006 da 55 bine alıp 240000km kullandığı vw passat 1.6 fsi comfort'u 65 bine satmaya çalışıyor sen ne diyon... gerekçesi de şey; çok temiz değişen yok...

Arabada 24000 tl hasar kaydı var, sadece parça değişimi yapılmamış, onun dışında tüm kaporta elden geçmiş, "çok temiz" diyebiliyor adam :(

istanbul mu dedin ? kuzen gel sana motosiklet alalım.

7-8 kya sen çözeriz. 27 binede kafana göresin. krediyle ve gir. danaya gir motosiklet alırsan zaten girip çıktığın yerin haddi hesabı olmaz.

35 bine araba mı kaldı düzgün allaassen? Dizel otomatik düzgün bir araç 100.000 civarından başlıyor (düzgün dediğim de megane falan). Sen olsan 100.000 kilometre sonra 35.000e verir misin?

2006 dizel yarı otomatik üç beş değişenli fiesta bulabilirsin belki

Otomatik vites 2nci elde güven vermiyor. Otomatik vites mekanik olarak daha hassas olduğu için sen aldıktan sonra problem çıkardığında 3-5 milyarlık hasar çıkartabilir. Bu fiyata eski model otomatik vites bulabilirsin ama güven vermez masrafın bitmez.

Otomobil ev gibi piyasalar yerinde durmuyor hey yıl artıyor. Bu sene baktığın fiyat seneye 5bin armış oluyor. Bu da ikinci ele yansıyor.

35bin TL ye şansın varsa 2-5 yıllık, temiz bir manuel araba bulabilirsin.
Otomitkte bulursun ama kurşun delikleri olan, kazalı, eski ..vs bir model bulursun.

0 km tabi ki en güvenlisi. 35bin peşinat yatırıp geri kalanı faizli taksit yapabilirsin. Araba ile uğraşmazsın.

Genel olarak beyaz niye tercih ediliyor çünkü diğer renkler için ekstra para vermen gerekiyor.

yok.

Bilgi işlemciyle aranız iyiyse ona söyleyin.

Telefonunuzdan izleyin, işinizi riske atmayın şimdi.

başına https:// koyarak deneyin. bazı it'ler açık bırakıyor

www.quora.com

google aramasında ilk sırada çıktı bende.

ben 40 yaşındayım

20

Ortalama 20'li yaşların ortası gibi bir şey olsa gerek. Gerçi 30+ zirvesine 25-30 kişi gelmişti ve 4-5'i 30'undan küçüktü ama çoğunluk 20-30 arası.

Yaşım 34 sayılır.

24

34.5

29 yaşındayım.

35

Sözlüğe oranla yaş ortalamasının daha küçük olduğunu düşünüyorum.

19 yaşındayım bu arada.

33.

zirve mi, hani nerde?..

22 ben.

çok yakında 20yim

35, ortalamada tuzum olsun .

33

31

26 yaşındayım.

Burada 11 yaşında üye de vardır, 60 yaşında üye de.

Bizim eve bilgisayar geldiğinde 7 yaşındaydım, mutlaka bir yerlere üye olup bir şeyler yazmışımdır. 11-12 yaşındayken bazı teknoloji forumlarına yazdığım mesajları buldum geçende, çok komik geldi. Ben bunu 2000'lerin başında yaptıysam şimdiki çocuklar da yapıyordur herhalde. Online oyunlarda hep yaşımı büyük söylerdim, 12 ise 19 yazardım mesela.

Bence yaş ortalaması 25'ten yüksek değildir.

23

Bugün doğum günüm, 30 bitti 31 oldum yav :( söyletmen beni :(

26

29

30 olmak üzereyim.

47, Pazar günü 48.

32 yaşında sözlüğe geldiğimde duyuru bile yoktu.

21

26

28

26 yaşındayıM bence 29

25-26'dan fazla değildir bence buranın yaş ortalaması.

25 sayılırım ben de.

27 yaşındayım

32

23

27 yasindayim. ortalama da 24 falandir tahminimce.

24 yaş.

Bende ort. Benim yaşım diye tahmin ediyorum.

yaş 26

ortalama da 25 civarıdır.

sözlük ortalamasının üzerindedir tahminen. 25-26 gibi olabilir.

25

26

35e
ortalama 25 falandır.

30

25

Bugün doğum günüm benim de. 35 yaşındayım.

26 yaşındayım. yaşasın anket.

34

34
www.eksiduyuru.com

30

26
Pazartesi 27 olucam

ben de hep merak ediyordum bu sorunun yanıtını.

görüyor 36 ile artırıyorum :)

24.

25 bence. 30 üstü fazla yok. 20 civarı ve altı da fazla yok. yoğunluk 25 artı eksi.

26 yım.

genel yoğunluk 23- 35 arası tabi. haha skalam da ne geniş.

30un bi tık üstüyüm. 31 :(

24

22

çoğunluk 20-25 yaş arası gibi geliyor bana.
ben 36

başlığın altına ilk yazan ben oldum son yazan da ben oluyorum olay anlaşılmıştır bu sitenin yaş ortalaması 20 yaş 30 yaş arasıdır

karikatürü bulamadım ama sanıyorum adı dünyanın en sikindirik kahramanı fethi idi.

Bunu kadın anam (umut sarıkaya) fb grubunda sorarsan sezgin 5 dk ya bulur o karikatürü. Ben bazen adamın umut olduğunu düşünüyorum cidden

samsung level u pro kullanıyorum ben koşuda. memnunum fazlasıyla. 220 lira civarı galiba bu ara fiyatı. çok bangır bangır dinlemeyi sevmiyorsanız kesinlikle fiyatını hakediyor.

Efes seviyorum ben. Alışkanlıktan da olabilir tabi ki ama bana dandik gelmiyor.

Efes pastörsüz tam bir efsane

Pek sanmıyorum. Hatta efes iyi bir bira diye tahmin ediyorum. Yurt dışında efes içen gördüm, hem de 2 tanesi çek idi.

Türkiye'de başka hangi biralar içilebilir? Budweiser budvar türkiye'de var, onu içmeye devam edebilirsin. Bira gurmesi sayılmam ama, leffe (buğday birası) ve guinness (ağzımda bala benzer bir tat bırakıyor, ya da ben bala benzetiyorum) de içilebilir.

Tuborg gold iyidir. Efesi pek tutmam.

Yalniz keyif aldigin bira Budweiser ise ne desem yalan cunku Budweiser bildigin Pisswasser.

biradan çok anlamam ama türkiye'de içtiğim biraları ben de pek sevmiyorum. ukrayna'da ne içsem efsane geliyor tadı. belki önyargıdan, belki de çok ucuz olduğundan bilmiyorum ama ukrayna'nın en çöp birası bile bizimkilerin en iyisinden daha güzel geliyor bana. bi de çeşit bol, onları gördükten sonra insan 100 alternatif varken tek bi şey içebiliyomuş gibi hissediyo türkiye'de. ha burada da çeşit var, yok değil ama ithal bira içmeye kalksan kutusu 15-16 lira. özbek şair kılışdarov'un da dediği gibi, kesinlikle doğru bulmuyorum, böyle bi şey olabilir mi ya*

hiç öyle adını yazamadığım belçika, alman birasıyla falan da karşılaşmıyorum yani bildiğin ukrayna'da gopniklerin çekirdek çitlerken içtiği, %8 alkol oranlı, plastik şişede satılan sikko biralardan bahsediyorum. onlar bile bizimkilerden çok daha güzel geliyo. bomonti olsun efes olsun tuborg olsun bunları eskisi gibi sevemiyorum şahsen orada içtikten sonra.

Binalar diye okuyup geldim ama cevaplayayım "tuborg" diyorum ben. 8-10 çeşit bira tattım ama nedense tuborg'u seviyorum.

Digerlerine bir sey diyemem efes direkt cop bence.
Carlsberg oneririm sana.

evet saydıkların dandik. Türkiye'de var mıdır bilmiyorum ben Türkiye'de içtim ama sınırlı özel olarak getirtmiş olabilirler kendileri için, belhaven scottish ale. onun dışında brewdog punk ipa ve london pride. sıralamam bu şekilde. yalnız çok pahalılar şaka gibi ya.

Valla bizim biralar resmen leş. Yurtdışında maes ya da jupiler içiyorum misssss gibi

istsnbuldaysan bomontiadanya git the polulist. burada bira iç sonra bugüne kadar içmemişim dersin

vedat milor'a göre dandik.
böyle bir şeyler söylediğini hatırlıyorum yani.

enişte sen niye gidip grundig'den laptop aldın ki :( ikinci eli çok düşük cihazlar bunlar. hiç satamayabilirsin bile.

şu an aynı üniversitede aynı bölümü okuyoruz :( dolayısıyla hepsinin cevabını biliyorum.

evli. iki çocuğu var.
çalışıyor mu bilmiyorum.
(aşkım da diyemem zira âşık filan değildim. lisedeyken birlikteydik)

Hayır, bilmiyorum ve ilgimi çekmiyor

stalk forever

kendisi jimnastik ve plates hocası (yılan gibi mübarek) ayrıca bir sanat dalında yüksek lisans yaptı ama detay vermiyim :)

Komple hayır.

Bütün soruların cevabını biliyorum.
Ortak arkadaş çok olunca bilgi kaçınılmaz oluyor zaten.

Şimdi düşünce fark ettim ki az da olmamış, 5-6 sene olmuş, yuh.

evlenmiş, birkaç çocuğu varmış :) ben halâ sap :(

odtü de okudu
teknokentte çalışıyor
yok

biliyorum özetle

amrika'ya lisans okumaya gitmişti. sonrasında da haber alamamıştım. 2-3 sene evvel merak edip internette ismini aratmıştım. abd'de yüksek lisans falan da yapıp tr'ye dönmüş ve bir okulda öğretmenlik yapıyordu. şimdi baktım, kitap yazmış bir tane. ama bu sefer nerede çalıştığı bilgisine ulaşamadım. aşk/seks hayatı hakkında da bilgim yok.

@zimbirik www.youtube.com

Birininkini sevgili haricinde biliyorum. Diğerini de liseden sonra geçen 7 senede hiç merak etmemiştim. Geçen bi fotoğrafta denk gelip stalkladım biraz.

2.yi biliyorum, 3.ü tahmin ediyorum. Seneler sonra face'ten mesaj atıp yokladı da, profilinden gördüm.

çalışmıyordu. en son 2 sene önce evlendiğini duymuştum. şu an zaten yolda görsem tanımam herhalde. sekiz sene olmuş.

ingiltere'de. evli değil. o kadar biliyom.

lisede asik olmadim.

odtü'den mezun
çok sağlam bir firmada yönetici konumunda
evli olmadığını tahmin ediyorum.
çok araştırıp takip etmişliğim yok ama sosyal medya bir şekilde önünüze atıyor.
(bkz: linkedin)

Okumuyor mezun
Balet kendisi (balet ne lan balerin sufydhasudf kızı erkek yaptık sdfsad)
Survivor'a falan katıldı, at olmuş gördüğüm kadarıyla
sevgilisi varmı bilmiyom. at olduğuna göre kesin vardır

0 bilgi, geçmiş geçmiştir orada bırakmak lazım.

Hava kuvvetlerinde pilot olmus. Egitim ucusunda bilinmeyen bir sebeple ucagi dustu. Öldü. Haberlerde tabutunun uzerinde fotografini gordum, ismini duydum.

Arkadaşlar soruda eski sevgiliniz hakkında bilgi sormamış yazar:D yalnızca bilip bilmediğinizi sormuş :D Yani baletleri yöneticileri anlatmanıza gerek yok :D

şimdi buraya yazsam çılgınca ifşa olabilir. evet, başka bir şehirde diş hekimliği okudu - üni yazmayacağım, lisedeki şehrin bir ilçesinde çalışıyor, lisedeki sevgilisi ile çıkıyor halen. evlenirler de.

8000 tl geliri oldugunu bir entryde yazmis.Yazligi, Kadikoyde evi ve 8000 tl geliri olan bir adam , annesine supriz yapmak icin evini yenilemek istiyor.Bu kadar imkana sahipken bunlari istemesi ve dus basliginin markasına kadar yazmasi insanlari sinirlendirmis.

Herkese, her yere yardım etmeye çalışırım bu kişiye yardım etmek mantıksız gelmişti.

8000 aldığını ekşi'de bi entry'de yazmış.

eleman annem çok hasta en çok istediği şey de evini şöyle şöyle görmesiydi lütfen bana yardım edin de şu evi şöyle şöyle yapalım diye veryansın edip bir liste yayınladı.

listede yerlere parke döşemekten klozeti yenilemeye her şeyi kuruşu kuruşuna hesaplamış milletten para dilendi işte. her zaman olduğu gibi kimse bu adamın geçmişine bakmadı, la alt tarafı nick'ine tıklıycan çıkıcak işte. herif 2 sene önce bir entry de 8 bin lira maaşla geçinemediğini, 2 tane arabasının olduğunu, bunların bile masrafının yüksek olduğunu falan yazmıştı. şu an eleman hala ortada yok, ortada olmadığı gibi yandaşı olan diğer suser ise durumu savunuyor hala. evle alakalı veya elemanın annesiyle alakalı tek bir fotoğraf bile yok. hatta elemana hesap haraketlerini çıkar bakıcaz dediler olmaz yayınlayamam falan yaptı dsufhasg buna rağmen hala para gönderen varmış bide.

elemanın dişler zati porselen amk lan. porselen dişli adamın paraya ihtiyacı mı olurmuş sdhufdahg özet bu eleman jet fadıl gibi herkesi dolandırdı. muhtemelen arabayı evi yazlığı falan da böyle aldı hatta

bugün sözlükte gördüm olayı baya dikkatimi çekti. anladığım kadarıyla şöyle özetleyeyim:

-adam sözlükçülerin hayalleri gibi bir başlığa "kanser hastası annem evi şöyle temiz pak bir görse keşke" tarzı bir entry giriyor.
-birileri oradan görev edinip onemliuyarilar'a yardım ediyoruz başlığında yardım toplayıp yatak alıyorlar. sonra bakıyorlar keriz bol elimiz değmişken evi de yenileyelim diye bir liste çıkarıyorlar ama listede yok yok. klozet, parke, davlumbaz vs. üstelik elektrik prizleri bile markalı, pahalısından. usta masrafları falan da var listede.
-tv'de çıkan kel mimara falan ulaşmaya çalışıyorlar ama bu adam sallamıyor bunları. (gerçi sonra ulaşmışlar galiba orasını tam anlamadım.)
-bu arada kafası çalışan yazarlar sadece 1-2 tıkla adamın eski entry'lerini ve hesaba bağlı olan twitter hesabını buluyorlar. yazlığın anahtarını unutmalar, 2 arabası olması ve 1500 lira mutfak masrafı nedeniyle 8000tl maaşla geçinememeler içeren entry'lerl ve tivitleri gösterip evini arabasını satsın, az yesin alsın, neden dileniyor diye soruyorlar.
-(en bombası burası) yazarın kendisi ve yancıları "zaruri olmayan" ihtiyaçlar için neden evimi arabamı satayım/satsın diyor adsfdgfhjklş. adam bu gelir durumunu, mal varlığını falan kesinlikle inkar etmiyor. bu arada onemliduyurular'ı dilencilikle suçlayan yancı ve bağışçı yazarlar tarafından vicdansızlıkla suçlanıyor, sizin de anneniz hasta olsa anlardınız falan deniyor. iki grup başlık altında canhıraş tartışıyor hatta küfürleşiyor.
-(burada bir boşluk var, neden yeni başlık açıldığını anlayamadım ben de) ilgili yazar ilk başlıkla yetinmeden onemliuyarilar'a yardım ediyoruz 2 başlığını bizzat kendisi açıp annesinin raporlarını falan koyuyor. ihtiyaç listesini yeniden yayınlıyor. 5834,24 gibi küsürlü bir miktar istiyor. parası olmayan öğrenciler twitter'dan falan paylaşsın da eşi dostu para göndersin diyor. eski başlıkta entry girenlere falan tek tek mesaj atıyor. eski başlıktaki tartışmalar tüm hızıyla burada da devam tabi.
-(bunu kendim görmedim ama 1den fazla kişi yazmış) bir ara "2 gündür hesapta doğru düzgün hareket yok hadi canlanın da toplayalım artık şu parayı" falan diyerek motive ediyor güya milleti. kaç para oldu bir dekont, ekran görüntüsü at falan diyenleri sallamıyor hiç.
-bugün de para toplandı diyerek "kampanya"sını sonlandırıp vınlıyor. 2-3 hafta sonra evin fotoğraflarını atacakmış.

uzun oldu ama eksiği var fazlası yok öyle bir olay asdfghhjk. sözlük ve internet tarihi açısından efsane olmaya aday bence. duyuruyu silmeyin de gelecek nesillere de mümkün olduğunca aktaralım bu keriz silkeleme olayını.

ben bu olayı en başta "evi temizleyelim, düzenleyelim de annem mutlu olsun" diye anlamıştım. onemliuyarilar'a da mesaj attım hatta şifa dileyip ben de sizle beraber olmayı isterdim ama ankaradayım diye. evi komple yenileyip tadilata sokmak istediğini sonradan iban numaraları falan gönderilerek para istenmeye başlandığında anladım. bi kere de naptınız diye mesaj attım. para falan yollamadım. bu şekilde para isteyen kimseye para vermem. milletin derdi mi yok, fazla mı saf bilmiyorum. her şeye koşturanlar olmuş. adam sürekli mesaj atıyodu ya. şu lazım bu lazım, para gönderin diye.

valla insanlar enteresan ha. biz mi işi bilmiyoruz acaba. kadıköy'de evi var. 2 arabası var. yazlığı var. ona buna para için mesaj atıyo.

bence hangdrum (veya turtledrum) çok daha verimli bir enstrüman. sesler birbirine çok çok yakın fakat aqua'da seslerde hafif sapmalar var gibi. zaten aqua'nın ana fikri hangdrum'dan çıkma gibi görünüyor.

Hangdrum bulmak daha zor değil mi?

aqua drum'dan çok daha kolay. yurt dışında bol bol var. Deniz güngörün aleti seri üretimde olmadığı için bulmak büyük sıkıntı. hangdrum gayet seri üretimde olduğu için bir çok yabancı sitede bulunabilir.

mail veya telefonla söylemezler genelde. gidene kadar öğrenemezsin. en azından geçen sene ben hiç bir hastahaneden fiyat bilgisi alamamıştım benzer bir durum için.

biz izmirde bir gece ekol dü sanırım hastanenin adı çiğili tarafında kkb özelinde bir hastane idi, sigorta olmamasına rağmen acilden girdiğimiz için 40 lira verdik, kulak yıkatmak için.

telefonla fiyat bilgisi veren birçok hastane var. ne yazık ki bunu deneyerek öğrenebilirsiniz

bütün hastaneler telefonla fiyat veriyor. zaten kbb uzmanına gideceksiniz onun ücretini direk söylüyorlar telefonda, işlemi de söylerler. ssk geçen özel hastaneler daha uygun oluyor onlara bakın, medicalpark gibi

Ara, su poliklinige gidecem de fiyat bilgisi veriyorlar. Istanbuldaysan eger buyuk levent hastanesi mi ne var 4.leventte, oraya gitmistim ben kulak agrim icin doktor cok nazik ve ilgiliydi kulağımı da yikadi orda. Ucret olarak 57 fn ödemiştim.

Bu aralar kullanmiyorum ama direkt bu aksam bossan bulusalim diyordum.

zorluk seviyesine bağlı, easy'de oynuyorsam 2-3 saat. nightmare'da ise 4-5 gün.

Seks yapacak bir kadınsa (bakirelik, muhafazakarlık sorunu yoksa) hemen. Direk eve çağrıyorum hatta.

Aynı gece içerisinde

Bi yerde kisa sure kalacaksam
Ayni gun ya da ertesi gun (ps. Tinderi kullanma amacim sadece seks degil)

Yasadigim yerse ne zaman canim isterse. Yine dedigim gibi, tek gecelik amaciyla cok kullanmiyorum.

is icin farkli sehirdeysem aksama/hemen, kendi sehrimde aksama/ertesi gun.

Benimki bozuk eşleşmiyor bir türlü.

eşleştiğim gün duruma bağlı olarak bu hafta buluşalım diyorum. eğer demediysem en fazla 1 2 gün daha muhabbet edip konuyu kapatıyorum.

bi kuş daha alsan acayip sevinir, arkadaş olurlar bence.

@tears, bizimkiler kuş sevdiği halde aldırmıyorum senelerdir, kafeste hayvan görmeye dayanamıyorum. buna el mecbur bakıcaz ama.

balık kemiği standart. yeter ki kemik olsun bazıları alçıdan falan oluyor.
Muhabbet kuşları hakkında herkesin yanlış bildiği şey: satılan tohum yemlerle beslemek. bu tıpkı bir insanın sürekli ekmekle beslenmesi gibi bir şey.
Muhabbet kuşlarının sağlıklı ve uzun ömürlü olması için pellet yem ile beslenmesi gerek. tabii hayvan pat diye pellet yeme geçemiyor 1 ay alıştıra alıştıra vermek gerekiyor. Örnek: bulabilirsen Harrisons high potency ultrafine ile başlayıp harrisons life time ultrafine a geçmek. ya da tr de satılan versele laga nutribird B 14 muhabbet kuşları için uygun. pellet kullanınca hayvan kilo alıyor tüyleri güzelleşiyor.
çok oyuncak iyi değil hareket alanı kısıtlanmasın. ve sıkışıp kalacak, ayağını sıkıştıracak türden oyuncaklar olmasın. bol bol kafesten çıkar kendisi gezsin evde. hem sana da alışır.
Mutlaka yemliğinde kum da olmalı. kum sindirime yardımcı, olmazsa olmaz.
Suyunu her gün değiştir. yoksa yosunlanıp kokuyor.
Tekrardan: lütfen klasik darı yem kullanma.
Kafesin etrafında lastikli tülü hiç tavsiye etmiyorum tırnağı takılıyor ve ayağı kopabiliyor.

hocam bi iki tane tünek al, bir de ballı çubuklar var onlardan al. akşama kadar aynı yerde tünemesin. kafeste tünekten tüneğe atlar. zili de çok severler. kafasıyla vurup ses çıkarırlar.

@tolgan, @betsy, önerileriniz için teşekkür ederim.
tüneklerini dedem kendi yontup yapmış, düşüp duruyorlar, zaten ilk onları yenilicem. pellet yemi araştırıyorum şimdi. oyuncaklar çok çeşitli, öyleyse takılmaması için olabildiğince sade bişeyler bakayım.

aynanın da psikolojisini bozduğu söyleniyor. bi araştır gerekirse kaldır derim. ayrıca madem kafeste hayvan görmeye dayanamıyorsun kuş uysalsa çok da temizlik hastası değilseniz çıkar kafesten evde gezsin tozsun yorulunca kendi döner zaten oraya.

@argent, yenisini almam ama dışarıda gezdirmek de çeşitli nedenlerle mümkün değil maalesef. aynayı çok seviyor gibi geliyor bana ama sakıncalarını araştıracağım, teşekkür ederim.

sipariş verdim. yeni tünekler, tüneğe takmalık kumlu kağıt, kemik, yemelik kum, ballı çubuk, banyo, aynalı salıncak ve çıngıraklı halka aldım.
@betsy, önerdiğin yemi tr'de bulmak mümkün değil gibi görünüyor.

harrisons konusunda haklısın, nutribirdi trde bulabilirsin ben 4 kiloluk aldım kuşuma. çok hastaydı ve şimdi iyileşti.
ıspanak, havuç, haşlanmış yumurta, yoğurt, tuzsuz peynir, bezelye de verebilirsin.

kapı girişinde dediğinize göre sizin kendi elektriğiniz değil mi? yani elektrik direğinde olan, beledeyinenin yaptığı aydınlatmadan mı bahsediyorsunuz?

şerit led alıp döşeyebilirsin. 50 liraya falan çözülür.

@kisa kendi elektrigimiz. binaya takili, hani beyaz top korumasi olanlar var ya :)

Dört tane şundan alın: www.hepsiburada.com

İçine de mutlaka led ampul takın. Onlar da 15W civarı olsa, eskisinden daha az paraya daha aydınlık akşamlar sizi bekler.

@samterk bu cok suslu kaciyor. ayrica dort tane takacak yer yok :)

urun.gittigidiyor.com

Bu tip bir şey lazım. Hatta bende satın alıp kullanmadığım 50w ve 25w iki projektör var uygun fiyattan verebilirim. Ancak şehir dışındaki evimde duruyorlar 2 haftadan önce kargolayamam.

Geçen 30.59 u taktılar. Bence takılır.

ayakkabıların 77 tl gümrük vergisi vardı en son. kesin takılır yani. kuzenler gelirken yanında getirsin.

selam amazon.de den alıyorsan ve özellikle amazon satıcısı olarak bakarsan direk burdan alabilirsin .
gümrük işinide kendileri hallediyor kapına kadar geliyor .
dun aldım daha yeni 60 euroluk birşey
4 euro gümrük aldılar depozito olarak , gümrüğe takılırsa senin adına ödüyor takılmazsa o 4 euroyu iade ediyor .

@magoria az daha açar mısın konuyu yav :(

açayım.

amazon.de den aldığınız , satıcı amazon (burası önemli) olan ürünlerde gümrük işleri için satış sırasında depozito alınarak , gümrüğe takılma durumlarında byu süreci sizin adınıza amazon hallediyor. gümrüğe takılsa bile siz hiç uğraşmadan (düştüğü kargo firmasına göre bazen bir onay emaili istenebiliyor) kapına kadar geliyor.



örnek olarak dün 60 euro bedelinde bir ürünü sepete ekledim (dikkat. satıcı amazon)

satılalma ekranına geçirdiğimde 60 euro urunden ,almanya kdv sini düştü (türkiyeden aldığım için) yaklaşık 53 euro oldu .

30 euro ve üzeri ücretsiz kargo oldupu için kargo bedeli 0 euro olarak göründü .

ek olarak 4 küsür euro gümrük depozito bedeli ekledi

totalde 58 euro gibi bir tutarla türkiyede 419 tlye hepsiburdada stılan bir ürünü almış oldum :D

Hadi be!! Oha süper!

Rolex 'in şeyi geçti abi artık vacheron, tag heuer, frank muller, hublot gibi markalar revaçta.. normal cihazlar 250 300 bandında ama düşük kalite onlar. Gerçekten bire bir olanlar 250 dolardan başlar ama onların da makinaları tırt, tırt demişken geri kalmaz ama saatten anlayan adam sevmez japon malı makinayı. Bir çıt daha yükseği dış kalitesi yine orjinaliyle aynı olan fakat mekanizması "eta" 7750 vb olan saatler. Zaten gördüğün bir çok doktor-yeni yetme iş adamı bu tip modelleri takıyor bunların fiyatları 2000 tl den başlıyor, 7 8 bine kadar çıkıyor.

Sorunun cevabı; evet o parayı hakeder. Ama sen asgari ücretle çalışıp kolunda hublot ile gezersen adama kıçıyla gülerler :)

kaliteli replikalarda orijinallerindeki tum fonksiyonlar calisir.
orijinallerdeki gibi pilsiz calisir. kinetik enerjiyle.
orijinaller ile ilk bakista ayirt edemeyecek kadar iyi bir kasaya sahiptir.

çakmanın kalitelisi de oluyor. adam mesela hublot'nun kullandığı kayışı kullanıyor, hatta camı, hatta mekanizmayı bile kullanıyor olabiliyor. tek eksiği markanın orijinalliğini kanıtlayamayacak ince detaylar. saat kalite olarak cidden kaliteli ama hublot üretimi değil. sıfırdan marka yaratıp reklamdı pazarlamaydı uğraşmak yerine tipini şeklini hublot'ya benzetiyor, öyle satmaya çalışıyor. zaten işini bu ciddiyette yapanlar "gerçek hublot" diye satmaya çalışmıyor, replika olduğunu en baştan söylüyor.

ama bu dediğim kalite seviyesini bilme imkanın yok normal kullanıcı olarak, 50 lira kalitesinde saat de olabilir; o yüzden güvenilir replikacı bulman lazım. 2. el alım satım piyasası bile çok hareketli bu replikalarda, o yüzden indirim istemeyin gibi tripleri de olur, orijinal mi diye çok sorgulayana satmamak gibi de.

Aliexpress'ten ya da dhgate'ten alıp iki üç katına satıyorlar. Keriz silkeleme. Ayrıca gerçekten ayırt etmesi çok zor bazılarının.

bu arada replikaları uzakdoğudan kiloyla alıyolar

Replika sınıfı farklıdır. 1000$ a rolex replicası da var. Otomatiktir eta mekanizma kullanır vs. Aslında iyi bir saattir. Üzerinde rolex yazmasa da 200$ eder belki. Ama 20$ a da rolex replicasi var. Pillidir falan...

1000 Tl lik saatin replikasini almak saçmadir. 4 de 1 kadar fiyat verip almak daha saçmadır.

uzakdoğudan kiloyla alıyolar, aliexpress'ten dhgate'den alıyolar falan diyenler olmuş. onların dedikleri zenci saati knk. hublot, muller, zenith, azimuth iwc falan bunların çakmasını alide bulmak veya kiloyla almak mümkün değil (çakmadan kastım en azından chrono mekanizması çalışan saatler) bunlar cidden çok özel ellerde itinayla üretiliyor çin malı bile olsa. birde yani 2000 3000 liraya alacağın, içinde eta makine olan bir saat bugünün şartlarında seiko vb markalardan alacağın 5 6 bin tl değerindeki saatten daha kaliteli ve daha ince işçiliğe sahiptir. yani saat olayı biraz karışık babolettalar.

imza: eski çakma satıcısı :(

benim çok ilgimi çeken bir başlık olmuş.
orijinal
rolexgmt master 2 ve yatch master 2 sahibi olarak.

replika 3 adet patek 1 adet frankmuller 2 ap 2 rolex sahibiyim aldıklarımın hıc bırını satmadım. her replikaya farklı rakamlar odedım kaliteleride kendi içlerinde inanılmaz değişiyor. kimisi taktıgında orijinal hazzını veriyor kimisini cope atasın geliyor. cope atılacak kısımdakiler 300 400 lira bu arada. sahibinden de eta diye sattıkları saatlerın japon olduklarını eta olmadıklarını biliyorum(2700 lira istiyorlar) bunun dısında yurtdısından aldıgım eta mekanizmalar birebir sadece cok ınce detayları belli ediyor replika olduklarını taktıgında sana haz veren saatler.

turkıyede ne kadar para verirsen o kadar iyi replika alırsın diye bir şey yok sana 200 liralık replikayı 1000 liraya da cakabilirler. cunku her satıcı 1. kalite aaa yazıp duruyor dumen cogu. replika rolexte bakılması gerekenler takvimin yazılarının font kalınlıgı fosforu içindeki lazer rolex yazılarının kalitesi ve saati salladıgında donme sesının cok az gelmesı ya da hıc gelmemesı gerekli.

her ne sekılde olursa olsun bızım replika satıcılarına guvenmemek en dogru hareket olacaktır saygılar

yurtdşında duymuştum
alman vatandaşı türk bi abi (abi dediğime bakma 30 yaşında anca) randevu evinde çalışan bir kadına aşık olmuş- kadının milliyetini bilmiyorum, türk değil.
ama zaten gurbetçi nüfus arasındaki ilişkilerin çok tuhaf olduğu bir kentti hiç yadırgamamıştım

bir arkadaş (ekolü) yattığı afedersin (fahişe) rus kadın'a aşık olmuştu.
evlenme teklif edip peşinden çok koştu ama kadın buna nedense yüz vermedi.
hatta arkadaşla görüşmeyi de kesmiş.
(belki de mesleğine aşık birisiydi :))
bizim arkadaş badak, cahil falan biri de değil ha.
iyi bir üniversite mezunu, 1.90 lık herif.
kadının memlekette çocuğu varmış.
bizim eleman, onu da getirir bakarım falan diyordu.
olmadı nasip değilmiş.

şahit olmadım ama hiç de imkansız gibi gelmiyor. erkekler bu konuda zayıf varlıklar.

Ya çok saf naif ve temizler ya da eskorttan daha kirliler

Askerde ceyhun diye amasyalı bir çocuk olmuştu. Daha doğrusu kadın "seninle evlenicem askerlik bitince" demiş, bu garibimde inanmış. 2 haftada bir kadına gidip 200 dolar verip 3 saat muhabbet ediyorlarmış, elini bile sürememiş hatta. Herkes terhis olup havalimanına gitti, o mekana gitmişti akıbeti ne oldu bilmiyorum ama çocuğa 1 sene boyunca anlatamadık kandırıldığını. Yer kıbrıs.

Böyle birini tanıdım. Evlendi hatta kadınla, sonra çocukları 3 yaşındayken yatakta başka adamla bastı kadını. Ayrıldılar.

Bir akrabam genelevde çalışan bir Moldovalıyı oradan çıkarıp evlendi.

Adamın başından bu olaydan önce bir evlilik geçmişti, ve önceki evliliğinden iki çocuğu vardı, adamla yaşayan. Kadınla evlendiler, ailede trajediler yaşandı, kardeşlerinin tamamı, anne/babası adama sırt çevirdi. Sonra zaman içinde tek tek affettiler, kabul ettiler (bir kardeş dışında). Bu evlilikten de bir çocukları oldu. Sanırım 7-8 senedir evliler, 3-4 yaşlarında bir çocukları var. Kadın adamın çocuklarına, çocukların öz annesinden çok daha iyi annelik yapıyor. Mutlu görünüyorlar.

Büyük boşluklardan kaynaklanıyor. Durup dururken kimse öyle bir duruma gelmez.

Ben çevremde görmedim. Daha çok tecrübesiz adamın eline ilk dokunan kadına aşık olması gibi bir hissiyatla alakalı gibi geldi..

hali vakti yerinde bir askerlik arkadaşım ankara'da sürekli ziyaret ettiği bir otelde yabancı uyruklu kızlardan birine aşık olduğunu anlatırdı. arabasına ismini de yazdırmış. şöyle ki, içkiyi fazla kaçırdığı bir gün odaya çıktıklarında kusup batırıyor ortalığı, bu kızcazı da dövmeye çalışıyor. kız bunu bir şekilde yatıştırıyor, temizliyor, yatırıyor. sabah kalktığında elbiselerini katlanmış, ortalığı temizlenmiş bulan bizimki çok utanıyor durumdan. her gittiğinde bununla görüşmek istiyor. gel zaman git zaman kız da yakınlaşıyor ona, ancak durumdan işkillenen patron o kızı göndermemeye başlıyor. end of story.

Sahit oldugum yok ama duydugum var. Olmayacak bir sey degil.

uzak akrabam. evi iş yeri falan gitti. eşi üzüntüden kanser oldu. vefat etti. var yani böyle gerizekalılar.

az önce yani yarım saat önce de dahil sürekli görüyorum bu kişileri.varlar ve çoklar. arkadaşımın 2 tane gece kulübü var. hatta yardım olsun diye bayanları bazen ben alıyorum yani bir kısmını bana yakın olanları.götürüyorum biraz müzik dinleyip dönüyorum içki içmediğim için. orada her gece 10-15 bin lira harcayanlar kadınların bana anlattıları, gözümle gördüklerim. bir sürü

kelli felli adamlar hariç daha önce pek tecrübesi olmamış 18/20 yaşında ilk cinsel tecrübesini bir seks işçisi ile yaşayan veya bir kadın ile ilk defa samimi sohbet eden erkeklerin aşık olması durumu oldukça yaygın. Bir arkadaşım bir kaç hafta takıntılı halde kalmıştı genelevdeki hatuna sonra arabesk'e bağladı geçti gitti.

hastaların hemşirelere yada doktorlarına aşık olması olarakta görülüyor sıklıkla.

yine pek çok erkeğin ilk aşık olduğu (platonik tabii) kadın ilkokul öğretmeni falan oluyor özellikle de kasaba gibi kırsal kesimlerde, zira erkeğin anne ve akrabalar hariç gördüğü ilk kadın öğretmeni oluyor (öğretmen de biraz gençse vay ki vay)

Dönüşte de silivriden beni alıp avrupa yakasında merkezi bir yere atabilir ya ahsjshs

kendin delebilirsin şununla cdn.shopify.com

Camcıya götür bi şişe delsin

Kendin del +1.

Evde dremel ile kendim delmeye karar verdim :) cam delme ucum bile varmış ama haberim yokmuş :d teşekkür ederim ^^

bi elini pilin eksi ucuna tut, artı ucunu diline değdir, ekşi bi tat geliyosa nispeten doludur.

www.noktasiparis.com

Eskiden böyle mini lambalar olurdu, o da iş görebilir.

sektirme yöntemi var ama anlaşılması zor biraz zor olabilir. dolu pil sekmez veya az seker;

www.youtube.com

evde elektrikle çalışan en küçük ne bulabilirsiniz ona göre bir yöntem geliştirebiliriz. küçük dvd writer motorlarından var mı mesela?

üstteki linkte verilen eski el feneri ampulleri en iyi yöntem.

Minik lamba tamamen boş pili gösterir belki ama yarı doluyla tam doluyu anlatamaz.

Elektronikçiye gitsem "Abi şunlara bi bakıver" desem küfür eder mi peki?

valla böyle bişi başıma gelince fareme takıyorum. üstünde gösterge var. ya da daha basit olarak bazı farelerde küçük led var. pile göre yeşil kırmızı yanıyor. onlardan bulabilirsen eşte dostta onlar da iş görür gibi

ihtiyacın oldukça o pilleri kullan işte mouse'da falan. çalışmayanları başka bi kenara ayır atmak için.

Bayılarak izlemiyorum, denk gelince bir sonraki hikayeye geçiyorum ama psikolojik vaka olarak da görmüyorum.

Instagram böyle bir yer, eskiden de "yömök poyloşoyorlor, oyop" diyorduk yani. Takip ettiğin kişiler senin kontrolünde, beş kişiden biri böyle paylaşım yapıyor ve rahatsız ediyorsa bırak takibi yani.

üç günde bir aynı soru soruluyor. valla biz radyoyu çekip atarken bu kadar kasmıyoruz aşdslşsdl chill out!

hiç hikaye izlemiyorum
çözülüyor

varoş..

o hikayelerden bulduğum bir sürü müzik var jamiryo. bence hiç biri şizofren değiller. gayet pıtış insanlar hatta bir çoğu.

radyoyu çekmek değil de, müzik dinlerken kısa videolar halinde snapchat'e atıyorum sevdiğim şarkıların sevdiğim kısımları denk geldikçe.

olaya daha çok müzik paylaşmak gibi bakıyordum, hiç böyle düşünmemiştim.

ortada psikologluk bir durum olduğunu da sanmıyorum ama.

edit: kafayı yemişsiniz lan.

edit: eazy + 1

bilinçaltında arabam var ve özgürlüğüm elimde, bi tık üstünde fazlasıyla boş bir adamım, kendi ayak izlerim yok ve millet ne yaparsa bende varım mesajı. fazlası değil. sözüm de meclisten dışarı, polemik çekemeyecek bir günümdeyim.

radyoyu çekenleri bilmiyorum ama arabada klip çekenler versiyonu var bunun bir de, ben izlerken utanıyorum.

Otomobilde teypte mp3 çalmıyor ya da Bluetooth falan ile bağlayamıyor ve istediği şarkıyı istediği zaman dinleyemiyor fakir, o yüzden radyoda sevdiği şarkı çıkınca mutlu oluyor diye düşünüyorum abdhaabdh. Ciddi ciddi pis fakirler demedim ama kabul edelim kısmen doğru bu cümle.

Bırakınız yapsınlar, bırakınız eğlensinler. Başkalarını rahatsız etmediği sürece eğlenenlere karışmıyorum. Direkt sağ kenara basıp geçiyorum o tip hikayeleri.

Arabam var. Geziyorum. Egleniyorum. Mesaj bu. Ama bence normal ya.

kroluk olarak görüyorum. haftada 3 kez de bu şekilde paylaşımım bulunuyor. biraz kroyum. evet.

müzik dinlemeyi seviyorum ve o sıra Spotify üzerinden sevdiğim bir şarkı çıkınca araba radyosunu çekip atıyorum. Bazen dışarıda telefondan dinlerken sıradaki şarkı sevdiğim bir şey olunca ekranı çekip atıyorum. Ama arabanın önünde falan çekmem, dışarı çıktığımda bira bardağını çekmem, gece kuluplerinde etrafı çekmem. Benim olayım sevdiğim müziği paylaşmak.

Onlari yapanlardansa, onlarin bu yaptiklarini kafalarina takip bi de neden sonuc iliskisi kurmaya calisanlarin daha ciddi problemleri oldugunu dusunuyorum. Story falan bunlar icin var. rahat olun biraz sizi ilgilendirmez.

Gençler resmen bana yaşlandığımı hissettirdiniz bu soruyla.
Başlığı anlamadım, soruyu okuyunca yine anlamadım, cevaplara geçince anca anlayabildim olayı.

Özdemir Asaf " herkesin bir hikayesi vardır ama herkesin bir şiiri yoktur" demiş, şimdi herkesin çok çok hikayesi var ve hala şiiri olmayan çok. Benim konuyla ilgili yorumum böyle.

Kişisel olarak ben "niye yapıyorlar ki" şeklinde yaklaşmıyorum bu tür şeylere, rahatsız oluyorsam tıpkı 3. sayfa haberlerini okumamam gibi sınırlarımın dışına çıkarıyorum, hoşlanıyorsam, bana bi şekilde hitap edebiliyorsa "kalsın" diyorum. Ara ara baktığım birkaç sosyal medya hesabım var, hepsinde yaklaşımım bu şekilde.
Adı üzerinde mecra medyanın sosyal olanı, her türden olacak, normal. Çoğunluğun tercihi popiler olanın gidişatını belirleyecek. Yemek gitti (tam gitmedi o da) araba radyosu gelmiş, bakalım o gidince yerine ne gelecek.

Geniş boyuttan bakınca da; sosyal medya patronlarının trend yaratma çabaları, gençliğin dinamikliği, eğitimdeki durumumuz, gelir durumumuz, aile terbiyesi... gidiyor. ekmeklik malzemeden pasta çıkmıyo olsa olsa lezzetsiz makarna çıkıyor.

Ondan daha elim daha acil çözülmesi gereken sorunlar var. mesela şu:
www.eksiduyuru.com

Sunucuyu değiştirebilirsiniz.

iki tane ciddi probleminiz var.
request-response arası süreniz 12.9 sn
DOM oluşturma da yaklaşık 11 sn
ilk sorun server ile alakalı olması muhtemel. natro da görünüyorsunuz ki, o firmadan genelde memnun olan yok. başka bir servera geçebilirsiniz.
DOM oluşturma genelde bir çok probleme bağlı. genelde wordpress e suç bulurlar ama ilgisi yok. wordpress i optimize ederek çalıştırırsanız gayet hızlıdır. ilk sayfanız 7 mb ki bu çok fazla. ortalamada ise 2 mb seviyesinde ki, sitenizin türüne göre bu da fazla bence. cache-minify görüyorum ama wp super cache öneririm mesela.
test sayfanızda YSlow var. o sekmeyi açıp aslında nerede sıkıntı var görebilirsiniz.
(sunucuyu değiştirin :)

Oncelikle siteniz gayet guzel gozukuyor. kodlarina baktim herhangi bir gereksiz ve yuklenmeyi geciktiricek bir javascript gozukmuyor. Biraz google analiyics tarafindan oyalaniyor site o da normalin disinda degil. sitenin yavas acilmasinin nedeni domain ismi girildikten ilk byte gelene kadar uzun sure. ne server hizi ne de kod tarafinda yapilan bir hata buna neden olmaz. Asil problem DNS server gercek server adresine ya gec yonlendiriyor, ya da yonlendirmiyor. www.mutlugunsusleri.com yerine basinda www olmadan mutlugunsusleri.com adresine girdiginizde daha hizli acildigini goreceksiniz, bu da kod tarafinin bu soruna neden olmadigini gosteriyor. Sorun kod tarafinda olsaydi iki domain de yavas gelirdi. birinin hizli birini yavas olmasi tamamen Domain nameserver ayarlari ile ilgili. Asil sorun basindaki www CNAME ayarini yaptiginiz yerdeki bir problem. DNS name server dns zone file yani CNAME ayarlarinizi gozden gecirin. ornegin godady icin help.dudamobile.com

wordpress kullanıyorsunuz gördüğüm kadarıyla.
evet bayağı yavaş açılıyor. benim sitede de vardı benzer problem. öncelikle eklentilerinizle alakalı olabilir.
2.si sunucunuzla alakalı olabilir. ben sunucu değiştirince büyük ölçüde hızlanmıştı, servis sağlayıcınızla bir iletişime geçin bence bir incelesinler.
r10.net'de wordpress için hızlandırma çalışması yapan arkadaşlar var. googlepagespeed'de çıkan problemleri minimize ediyorlar. 50-100 tl gibi bir ücretle yapıyorlar. bir araştır istersen. bulamazsan kendi çalıştığım kişiye yönlendirebilirim

arkadaşlar çok güzel yorumlar çok teşekkürler.

@emrahday, abi ilk sana bir sorayım. cname ayarlarıma isimtescilden baktım, bir anormallik yok gözüküyor ama godaddy ile karşılaştırıp yeniden bakıcam.

repeater alabilirsiniz. ben bu şekilde 200 250 metre uzağımdaki komşudan net çekiyorum, toplamda 3 repeater kullanarak.

Bu paylaşım aranızda kalsın, ikinizin de başına iş açabilir.

bağlatın gitsin hocam.

wifi üzerinden bylock'a girme sebebiyle mekan sahipleri dahi gözaltına alınmış.

bu ekstrem bir örnek ancak ne çıkacağı belli olmaz. sorumluluk da şu durumda sende olmaz ama olsun, sen önlemini al derim.

mahalle arasındaysa doğal. bazı yerlerde sadece ağırlık falan oluyor. aylığı 50 lira gibi komik rakamlar tabi... sigara içen abiler gelip halter emiyolar

Yok, bahsettigim yer bir MacFit subesi.

benim gittiğim mahalle arası spor salonunda vardı. en önemli mi bilmem ama gittiklerimin hepsinde vardı.

Bozulmustur bir sey olmustur belki ya da cok sote bir yerdedir?

olması lazım tabi ama bence spor salonunda tartılmanın bir anlamı yok. tartılma işleminin sabah uyandıktan sonra aç karnına mümkünse tuvaletten sonra yapılması çok daha sağlıklı sonuç veriyor.

Fahri doktora demek

honoris causa

fahri doktora demek de... bana ölen birisinin ardından bunu belirtmek büyük görgüsüzlük gibi geldi.
adamcağız ölmüş, kalanlar hala başarılarla ego tatmini peşinde.

@Pangea adamın title'ı o. O zaman hiç yazmamaları lazım :)

veterinere götürünce önce çip taraması yapar, eğer mikroçip varsa sahibi-yaşı vb tüm bilgiler orada kayıtlıdır. ama değilse anlamanın yolu nedir bilmiyorum :/

Kısırlaştırıldıysa ameliyat izi vardır, vet anlar. Aşı dediğiniz bir tane daha parazit aşısı yapar olur biter.

asi fip'i engeller mi?

fip'in aşısı veya tedavisi yok şu aşamada. amerika gelişme kaydetmişlerdi ama.

FİP ile ilgili olarak, FİP başlıbaşına bir virüs değildir, Corona (FCoV) virüsünün mutasyona uğramış halidir. FCoV kedilerin %80-90'ında görülen bir virüstür. Bu virüsün mutasyona uğrayıp FİP'e dönüşmesi ya kedinin bağışıklık sisteminin zayıflaması durumunda ya da kedinin aşırı strese girmesi halinde gerçekleşiyor.
Siz vet'e götürün, durumu anlatın, tabi güvenilir, kapsamlı bir yer, tercihen hastane olsun. Yaklaşık yaşını söylerler zaten, o yaşa göre sağlık durumu nasıl (zayıf mı vs) onu da söylerler.

İlk kedisini henüz 2 aylıkken FİP'ten kaybetmiş biri olarak o süreçte çok şey araştırıp okudum, Cornell Uni'nin makalelerine kadar. FİP için yalnızca Pfizer bi aşı geliştirmişti ancak %30 civarı başarısı vardı galiba. FİP'e karşı en etkili yöntem (koruyucu olarak tabii ki) iyi beslenme, vitamin desteği, bağışıklığı güçlü tutmak ve stresten korumak.

komsunun yari ev yari sokak takilan kedisi fip'ten oldu. o sureci gordugum icin cok endiseliyim. bir veteriner bende asisi var diye oyaladi bayagi bir bunlari. bir arkadasim da kisirlastirirsan en azindan cinsel yoldan bulasmamis olur dedi. ama ayakkabinin tabaniyla bile getirebiliyormusuz galiba virusu.

Şu sayfayı okumanızı öneririm: www.vet.cornell.edu

Özellikle de:
"FIP is not a highly contagious disease, since by the time the cat develops clinical disease only a small amount of virus is being shed. Feline coronavirus can be found in large quantities in the saliva and feces of cats during the acute infection, and to a lesser extent in recovered or carrier cats, so it can be transmitted through cat-to-cat contact and exposure to feces."
Özetle FİP bulaşıcı bir hastalık değildir, FCoV salyada ve dışkıda aşırı miktarda bulunur, bu da kediden kediye temas (ağız-burun teması) ya da dışkıya maruz kalma ile bulaşabileceğini ifade ediyor.

yolla panpa

Evet çok pratik. Ama ortada devamlı kablolar olması bana çekici gelmiyor.

birden fazla hdd varsa ve tak çıkar yapılacaksa docking station pratik, ama sürekli kullanılacaksa, ne kutuyu ne de docking stationu öneremem.
daha doğrusu, harici harddiskler ile işlem yapmak beni kanser ediyor. Bu arada yeri gelmişken, alacağınız kutu veya Docking Station'un usb/firewire/thurderbolt vs. hangi bağlantı protokolü kulllanıyorsa, onun en son ve en hızlı versiyonunu kullandığınızdan emin olun.

dock station aslında büyük risk taşıyor, malum hdd anakartı açıkta kalıyor. havada uçan toz zerrecikleri ise statik elektrik yüklü ve/veya iletken hale gelebiliyorlar. bu toz zerrecikleri anakartta bir kısadevreye yol açarsa içindeki veriler bamboleyyo olabilir.

Uzun süreli kullanacaksanız kutu, tak çıkar yaparım derseniz docking station.

Opera tarayıcının dahili vpn 'i.

Ben bilgisayarda Betternet kullanıyorum (chrome eklentisi olarak), telefonda da Snap VPN (IOS). Ama VPN üzerinden kart bilgisi girmek her zaman bir risktir, sanal kart iyi bir çözüm ama yine de aklınızda olsun.

otellere odamax.com'dan baktınız mı? fiyatlar daha uygun olabilir, türk girişimi

Bios ayarlarına girin (del)
İntegrated peripherals sekmesinde "power on function" gibi bir seçenek olacak. Onu button only yapın. Çözüm bu

iTools

İtools ios 10 sonrasında sıkıntı çıkarmaya başladı. Syncios öneririm.

burger king ve mcdonalds'ın önce kuryelerine sonra kasiyerlerine söyle. %90'ı bu işi yapıyor :)

Aa ciddi misin

Dominos pizzacılar da yapıyor. Evine pizza söyle kapıda sor bakalım ne diyecek.

tabi yav. adamlar buradan para kazanıyor, müşterilerin nakit verdiği siparişi o karttan çekiyorlar sonra. senden de %10 komisyon alıyor, kâr'ı o işte.

Adam kac para icin yapiyor bunu. 400 tl desem 350 tl nasil bulup getirecek bana?

bizzat dominos ya da mc de bunu yaptırdınız mı ?

He bi seferde degil. Parca parca

Burger dominos'tan ziyade setcard multinet falan geçen mahalle arası bakkal market, esnaf lokantası tipi yerlere sor. O tip yerler yapar. Adam tüm bakiyeyi çeker kartta , %10-15 komisyonla sana verir nakit.

bizzat yaptım. hatta multinet kartım bende bile değildi, kuryede duruyordu kart. aybaşı paramı getiriyordu :)

400 tl den 40 lira keser, 10 tane böyle kart gelse ayda 400 lira para eder. bu 400 lirayı elde etmek için hiç bir çaba sarf etmiyor ama :)

Ya mahalle arasi bakkalim dedi ki ben setcardtan odemeyi 6 ayda aliyorum. Benim icin cok anlamsiz

benim de restoranım var da, kuryenin bunu tek yapması imkansız. işin içinde restoran müdürü de var ve nitelikli dolandırıcılığa giriyor bu. size tavsiyem kesinlşkle bir daha yapmamanız, tespit edilir de ki edilir sizin de başınız yanar. ben multinet sodexo gibi firmalara çekim üzerinden komisyon ödüyorum çünkü, nakit çıkışı yapılıp girdi olarak multinet oluyor. akşam hesapları alırken bunun açığa çıkmaması imkansız, belli ki restoran müdürü ile danışıklı dövüş. iş denetimde illa bulurlar bu olayı

Ahaha sizle konusurken yemek yedigim restorana sordum, kasiyer cocuklar hallederiz abla diyip cat diye bozdular ya la. Valla super oldu :)

başlığa güldüm.
ya yasak olsa ne olacak, yapıştır gitsin.

Ya inip sonra yol ortasında kalmak istemiyorum. Karga biraz hasta da...

yapma böyle birşey. tepki çekersin. s**erim karganıda senide diyebilirler (bu yüksek bir ihtimal) sence dünyanın en pıtış canlısı olabilir ama senin dışında kalan insanlara göre leş bir hayvan olabilir. yavru kediye ıyy diyen bir toplumdan bahsediyoruz.

binerken karganın sepetine örtü ört istersen ince bişey kimse görmez hemde o görmediği için sesi çkmayabilir, tabi tersi de olabilir. ama in gitsin ya en kötü iner bir sonraki metrobüse binersin ne olacak. dedikleri gibi ne insanlar binio aq, tinercisinden sarhoşuna kadar herkes var.

bence "in la aşağı o ne biçim karga, azıcık medeni olun lan" diye bağıran bir dayının stresini çekmek istemezsin. direk taksiyle git :/ veya facebook'ta help turkey grubuna yaz yardımcı olacak biri elbet çıkar.

Bir yasak olduğunu sanmıyorum, çünkü daha önce kedi köpekle binenler gördüm. Sepet içindelerdi. Hatta birini sepetinden sevdim. Karganın çok farklı olacağını sanmıyorum ama garanti vermek zor tabii.

Çok geçmiş olsun, bir an önce iyileşsin.

sepette yoğun olmayan saatlerde(gerçi öle bi saat yok ama pik saat harici diyeyim)gidersen sıkıntı olmaz

taşıma sepetinde martıyla bindim ben, hem tramvaya hem metrobüse. kimse de bi şey demedi. sepette taşımaya hakkınız var. yoğun olmayan saatlerde daha az gergin insanlarla yolculuk ederseniz yolcularla bi problem de yaşamazsınız :)

tears of devil kendince şakalar komiklikler yapmaya çalışıyor sanırım. sepetin içindeyse hiçbir şey olmaz, kimseye de laf söylemek düşmez. çok kalabalık bir saatte binersen zorlanabilirsin, onun dışında sorun olmaz. ben metrobüste daha kimsenin kimseye "ŞUNUNLA BİNİLİR Mİ KARDEŞİM" diye atarlandığını görmedim, söylenen de kendi içinden söylenir veya en fazla "niye bindin abi bununla allah allah" der, sen de "hasta yav nabalım amk" deyip geçersin, en fazla küçük bi tartışma yaşanır yani kimse karga soktun diye seni metrobüsten indirecek değil. o metrobüse bin ve reyiz iyileşsin. yüksek ihtimalle hiç ama hiçbir şey olmayacak.

der meister ingilterede yaşıyor olabilir. hasta bir kargadan bahsediyoruz. sanki ben kargayım amk bana laf ediyor. metrobüste yaşlıya yer vermedi diye adam bıçaklıyolar bu memlekette, öyle kargaya laf edilince "hasta yav nabalım amk" diyen olursa adamın kıçından kan alırlar. siz bakmayın bu yıkıklara. boşu boşuna stres çekme ihtimaline girmeyin, help turkey size yardımcı olur.

abi hasta olsun, ne olacak? kedi sepetinin içindeymiş. on tane kedi sepeti büyüklüğünde yükle biniyor insanlar. türkiye medeni bir ülke değil tamam ama her şeyi de bu kadar abartmayın, duyan da her gün metrobüste adam bıçaklanıyor zannedecek. ben bir keresinde iki bavul ve bir çuvalla binmek zorunda kaldım, bıçaklamadıkları gibi yardım bile ettiler. niye bıçaklasınlar allah aşkına. birisi bir şey derse açıklarsın, böyle böyle hasta bu karga heal atmaya götürüyoruz diye, en fazla cık cık deyip dönerler arkalarını. karga taşıyo diye adam bıçaklayacak birisi ayağına bastın diye de bıçaklar yani kargalık bi durum yok ortada.

insanlığın genelinin korktuğu-sevmediği, batıl inançlara sebep olmuş bir hayvan ve "HASTA" durumda, ve Türkiye. bence sırf muhalefet olmak için atıp tutmaya hacet yok. ben binilmemesi taraftarıyım. iq ortalamamız tek haneli rakam zaten, kargayı yakarlar bile metrobüste dasufgsdf

merhaba, metrobüste en arka koltukta oturuyoruz. Kargada mikrobik bir durum yok bu arada. Zaten bir gece veterinerde kalmıştı. hlt1985'in tavsiyesini uygulayıp ince bir tül serdim. Kimse bir şey demedi. Herkese teşekkürler.

ben metrobuste yolculuk ederken, biri yanima gelse elindeki sepetle ve karga oldugunu gorsem en fazla vay aq karga besliyo adam diye dusunurum, in lan metrobusten, kardesim kargayla yolculuk etmek zorunda miyiz seklinde niye bir kavga cikarayim anlamadim. bunu ancak rahatsiz ruh hastalari yapar.

tearsofdevil ne konustugunu bilmiyor, bence bir sey olmaz ne olacak aga. karga yuzunden millet senle kavga edecek degil ya.

Hasta değil de kanadı kırıl vs. derseniz kargadan kendine hastalık çıkartacak tiplerle uğraşmamış olursunuz. Bir de tenha zamanları öneririm.

ben geçen hafta 2 tane minnoş yavru kedi taşıdım kedi taşıma kabında, hem de uzunçayır'dan beylikdüzü'ne kadar. -_-

hem de yol boyunca mikmiklediler ama ters bir olay yaşamadık kimseyle. aksiyone sevmek isteyen falan çok oldu. korkma yani bir şey olacağını sanmam.

soran olursa içeride turna var de. yare selam göndermiştim yolda hastalanmış, doktora götürüyorum dersin.
anadolu insanı turna deyince ilişmez. "tabii ya, durna" der, susar.
tam o anda öterse "ehe, üst solunum yolu enfeksiyonu tabii, ses filan gitmiş biraz" dersin.

Ben hayatimda iki defa metrobuse bindim, ikisinde de kargayla binen insan gormedim ama bir tren yolculugunda kargayla seyahat edenle karsilastim. Hic kimse bir sey dememisti, ben de kuslardan korkmasin opup oksardim da uzaktan sevdim urkuyorum diye. Biri de kokarcayla binmisti, kokmustu vagon ama yine de kimse bir sey demedi.

Gecmis olsun, neyi varmis bebisin?

filteria ve diğerlerine katılıyorum.
1) hasta demeyin, kanadı kırık, ya da bacağı kırık deyin.
2) karga demeyin, turna deyin (turna da bu arada leylek gibi birşeydir), en kötü saksağan deyin.

ben gayet eminim ki o son aktif olduğu saat mevzu bozuk. fake hesabım gerçek hesabımda ekli, fake'ten bakınca bazen 2 saat önce aktifti diyor, bazen şu an aktif diyor falan halbuki gerçeği yansıtmıyor bu uyarılar. sallıyor yani bana kalırsa.

telif problemini asmanin tek yolu telif satin almak.

nereden alınıyor :D

böyle bi projeyi yapma lütfen. yabancı dil öğrenmeye hiçbir katkısı olmayacağı gibi şarkıyı da doğru dürüst söyleyemez bu videoyu izleyen biri.

tanıdıklarım ingilizce öğrenme hevesini arttıracağını söyledi.
insanın kendine güven veriyormuş.

yav çok güldüm fikir süper helal olsun.

ama bu cidden tırrekler dışında kimsenin işine yaramaz. insanlar 2000 lerin başındaki kadar cahil değil, yabancı dinleyenler az çok ingilizce biliyor artık. bunu 2000 lerin başında yapsan, yapabilsen şu an muhtemelen zengindin.

k9 yapıyordu galiba. bi inceler misin.